Anne Cevap Ekibi
Üye20 Kasım 2025
0 kişi bu yazıyı beğendi

Doğumdan sonra eş ilişkilerinin değişimi, hem çok doğal hem de çoğu çift için biraz sarsıcı bir süreç. Bu yazıda, doğum sonrası evlilik ve ilişki dinamiklerinin nasıl değiştiğini, neden böyle olduğunu ve bu değişimi daha sağlıklı, sevgi dolu bir şekilde yönetmek için neler yapabileceğinizi konuşacağız.
Bir bebek dünyaya geldiğinde aslında “sadece bebek doğmaz”; yeni bir anne, yeni bir baba, yeni bir aile düzeni de doğar.
Doğumdan sonra eş ilişkilerinin değişmesinin başlıca nedenleri:
Rol değişimi (eşten anne-babaya geçiş)
Uyku eksikliği ve yorgunluk
Sorumlulukların artması
Ekonomik kaygılar
Beden imajı ve özgüven değişiklikleri
Cinsellikte geçici duraklama veya azalma
Zaman yönetimi ve “biz” zamanının azalması
Bu faktörler, çiftin birbirine olan sevgisini azaltmaz; ama o sevginin ifade şeklini, yoğunluğunu ve öncelik sırasını değiştirebilir.
Doğumdan önce:
Daha çok sevgili ve eş rolü ön plandayken
Doğumdan sonra:
Anne-baba rolü baskın hale geliyor.
Bu ne demek?
Önceden birlikte film izlediğiniz, dışarı çıktığınız zamanlar şimdi bebeğin uykusuna, emzirmeye, alt değiştirmeye göre şekilleniyor.
Kadın, yeni “anne” rolüne adapte olmaya çalışırken; erkek de “baba” rolünü ve sorumluluklarını anlamaya çalışıyor.
Bazı çiftler, “Artık birbirimize partner gibi değil de sadece anne-baba gibi davranıyoruz” hissine kapılabiliyor.
🔸 Ne yapabilirsiniz?
Birbirinizle “anne-baba” olarak değil, bazen yine “sevgili” gibi konuşmaya özen gösterin.
“Bugün nasılsın?” diye sormayı, küçük iltifatları ve tensel teması (el ele tutuşmak, sarılmak) ihmal etmeyin.
Ebeveynlik rolünü paylaşırken, birbirinizin emeğini görün ve teşekkür edin.
Doğum sonrası dönem, özellikle ilk aylarda:
Kesintili uyku
Gece uyanmaları
Emzirme, alt değiştirme, gaz sancıları…
derken hem anne hem baba ciddi bir yorgunluğa girer. Yorulan insanın:
Tahammülü azalır,
Küçük şeyler daha çok batmaya başlar,
Daha çabuk sinirlenebilir.
Bu durumda:
“Eskiden böyle kavga etmezdik”
“Her şeye alınıyorum”
“Sanki sürekli bir gerginlik var”
gibi hisler çok yaygındır.
🔸 Ne yapabilirsiniz?
Yorgunken tartışma konusunu büyütmemeye çalışın. “Şu an çok yorgunum, bunu biraz dinlenince konuşalım” demek çoğu tartışmayı kurtarır.
Mümkünse gece sorumluluklarını bölüşün: Bazen baba alt değiştirir, anne emzirir; bazen hafta sonu baba daha çok ilgilenip anneye uyku molası verebilir.
“Ben zaten bütün gün çocukla ilgileniyorum” ya da “Ben de tüm gün çalışıyorum” diye birbirinize karşı yarışa girmeyin; ikinizin de zorlandığını kabul edin.
Doğum sonrası bazı çiftler:
Duygularını içinde tutmaya başlar,
“Zaten anlamaz”, “Zaten yorgun, bir de bunu söylemeyeyim” diye susar.
Ama susmak çoğu zaman sorunu çözmez; sadece biriktirir.
Anne: “Kendimi yalnız hissediyorum, her şeyin yükü üzerimde gibi.”
Baba: “Ne yaparsam yetmiyor gibi hissediyorum, sürekli eleştiriliyorum.”
🔸 Daha sağlıklı bir iletişim için ipuçları:
“Sen hep böylesin” yerine “Ben böyle hissediyorum” dili kullanın.
Örn: “Sen ilgilenmiyorsun” yerine
👉 “Bazen bebeğin bakımında yalnız hissediyorum.”
Suçlamak yerine ihtiyacınızı söyleyin:
“Yardım etmiyorsun” yerine
👉 “Akşam geldiğinde 1 saat bebeğe bakarsan biraz dinlenebilirim, buna çok ihtiyacım var.”
Haftada en az bir kez, 10–15 dakikalık “biz” sohbetleri yapın:
“Son günlerde neler hissediyorsun?”
“Senin için ne zor, neyi daha iyi yapabiliriz?”
Doğum sonrası dönemde cinsel hayat neredeyse tüm çiftlerde bir süreliğine değişir. Bu, çok normal:
Lohusalık dönemi (kanama, dikişler, sezaryen yarası vb.)
Hormonlardaki değişimler
Yorgunluk, bebeğin yanında uyuma, bedensel hassasiyet
Özellikle annede beden algısında değişim (“Kendimi eskisi gibi hissetmiyorum”)
Bazı çiftlerde:
Cinsel istekte azalma,
Cinsel birleşmenin ertelenmesi,
Yakınlığın sadece sarılma, öpme, dokunma seviyesine inmesi görülebilir.
🔸 Bu dönemde önemli olan:
Baskı yapmamak
Partnerinizi “reddediyor” gibi algılamamak
“İstek yok” diye düşünmek yerine, bunun geçici bir adaptasyon süreci olduğunu hatırlamak.
🔸 Yakınlığı canlı tutmak için:
Cinsellik sadece birleşme değildir; sarılmak, masaj yapmak, el ele tutuşmak da çok kıymetli.
Partnerinizin bedenine saygı gösterin; anne özellikle kendini güvende ve görülmüş hissettiğinde yakınlığa daha çok açılabilir.
Zamanla, iyileşme ve rutinin oturmasıyla çoğu çiftin cinsel hayatı yeniden şekillenir ve dengelenir.
Beden değişimi, hormonlar, lohusalık duygusallığı
Bazen ağlama krizleri, kaygı, yetersizlik hissi
“İyi bir anne miyim?” sorgusu
Burada eşin rolü çok önemli:
Anlayışlı olmak
Yargılamadan dinlemek
“Yalnız değilsin, beraberiz” hissini vermek
Sorumluluğun artması, maddi kaygılar
Partnerini eskisi gibi “ulaşılabilir” bulmama (bütün ilgi bebeğe kaymış gibi)
“Ben ne yapacağımı bilmiyorum” hissi
Burada annenin yapabilecekleri:
Babanın da adapte olmaya çalıştığını fark etmek
Bebek bakımında babaya alan açmak, onu dışlamamak
“Sen beceremiyorsun” gibi cümlelerden kaçınmak, destekleyici olmak
Şimdi biraz daha somut gidelim. 👇
Günde 5 dakika bile olsa “çay molası” gibi bir ortak an.
Bebeğin uyuduğu bir zamanda birlikte kahve içmek.
“Bugün seni en çok ne yordu, en çok ne mutlu etti?” diye sormak.
“Sen çocukla ilgilen, ben evi hallederim” gibi net görevler belirleyin.
Beklenti ve gerçekçi kapasiteyi dengeleyin: Her şey mükemmel olmak zorunda değil.
Yardım istemekten çekinmeyin (aileden, gerektiğinde profesyonel destekten).
“Bugün bebeği uyuturken çok sabırlıydın, teşekkür ederim.”
“Benim fark etmediğim pek çok şeyi düşünüyorsun, iyi ki varsın.”
Bu cümleler, ilişkiyi gerçekten yumuşatır ve güçlendirir.
Tam anlamıyla romantik bir buluşma olmasına gerek yok. Ama:
Bazen bebeği güvendiğiniz birine bırakıp kısa bir yürüyüşe çıkmak,
Evde film gecesi yapmak,
Birlikte gülmek, sohbet etmek…
ilişkinize “biz hâlâ varız” mesajını verir.
Her çift zorlanır, bu çok normal. Ama:
Sürekli kavga ediyorsanız,
Birbirinize karşı kırıcı olmaya başladıysanız,
Ayrılık düşünceleri sık sık aklınıza geliyorsa,
Anne ya da babada doğum sonrası depresyon belirtileri (sürekli karamsarlık, hayattan zevk alamama, umutsuzluk, kendine/çocuğa zarar verme düşünceleri vb.) varsa
Bir uzman desteği almak (aile/çift terapisi, psikolojik danışmanlık) ilişkinizi korumak için çok kıymetli bir adım olabilir.
Bu, “biz başaramadık” demek değildir; tam tersi, “ilişkimizi ve ailemizi önemsiyoruz” demektir.
Doğumdan sonra eş ilişkilerinin değişmesi, çoğu zaman bir “kriz” değil, bir dönüşüm sürecidir. Eski düzen bitiyor, yeni bir düzene geçiyorsunuz. Zorlandığınız her an şunu hatırlayın:
Karşınızdaki kişi düşmanınız değil, takım arkadaşınız.
Bebek, aranıza giren değil; sizi başka bir bağla tekrar birbirinize bağlayan yeni bir halka.
Her şeyin mükemmel olması gerekmiyor; önemli olan, birlikte öğrenmeye açık olmanız.
Anne Cevap Ekibi
Üye20 Kasım 2025
0 kişi bu yazıyı beğendi
20.11.2025
20.11.2025
Toplam 0 yorum
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz.